18 Mart 2019 Pazartesi

Momo Aslında Harika Bir Çocuk Kitabı



Son günlerde medyada sıklıkla adını duyduğumuz bir oyun var; MOMO. Momo sosyal medya ve cep telefonları ile yayılıyor. Ama şu anda tüm ebeveynleri endişelendiren Momo’nun oyunu değil, videolarının Youtube’da çocuklara yönelik videoların arasında çıkması. Bu videolar birdenbire çizgi film vb. çocuk içeriklerinin arasında görünüyor ve korkunç şeyler söyleyerek çocukları korkutuyor. Okulda, serviste, parkta bu aralar çocukların Momo’dan bahsettiğini duyabilirsiniz. Ve maalesef ki çocuklar Momo’nun gerçek olduğuna inanıyor, onun gelip kendilerine kötü bir şey yapacağından endişeleniyor. Bu konuda neler yapabileceğinize dair bazı önerilerde bulunmak istiyorum:

Çocukların her yaşta çeşitli korkuları olur. Bebekler  yüksek ve ani seslere duyarlıdır. Anne-babadan ayrılma, yabancı kişiler ve yeni ortamlar birer korku kaynağıdır. 2-6 yaşları arasında korkular artış gösterir. 2-3 yaşlarında doktorlardan, hayvanlardan korkulur, karanlıktan, tuvaletten korkma görülür. Bazı çocuklar bu yaşlarda tuvalette sifon çekildiğinde, düşüp gitmekten korkar. Ölüm, anne-babayı kaybetme korkusu 5 yaşından itibaren artış gösterir. İlkokuldan, özellikle de 2. sınıftan itibaren hayali yaratıklar, cinler, periler, ruhlar gibi konular çocuklar arasında sıklıkla konuşma konusu olur ve onları korkutur. Tüm bu korkular çocuğun gelişim sürecinde normal olarak değerlendirilir.

Çocuğunuzla korkuları ile ilgili konuşurken onu küçümsemek ya da duygusunu hafife almak sorunu çözmez. “Bebek misin sen bunlardan korkuyorsun, dolabın içinde Momo falan yok işte saçma saçma şeyler düşünme” vb. açıklamalar çocuğun korkusunu azaltmadığı gibi kaygısını da arttırır. Korkusunu anlayamayabilirsiniz, size anlamsız ve saçma gelebilir ama çocuk için bu korku gerçektir. En ideali yanında olduğunuzu, duygularını olduğu gibi kabul ettiğinizi çocuğunuza ifade etmeniz ve hissettirmenizdir. “ Seni anlıyorum, çok korkuyorsun, endişeleniyorsun, kalbin ne kadar hızlı atıyor çok korkmuşsun” gibi sözler söyleyip ona sarılmak ya da elini tutmak “Biz senin yanındayız, korktuğunda her zaman yanında olacağız” diyerek onu anladığınızı belli etmeniz çocuğunuzu sakinleştirecek ve kendini güvende hissetmesini sağlayacaktır.

Korku anında sakinleştirdiğiniz çocuğunuzla uygun bir zamanda korkuları ile ilgili konuşabilirsiniz. Momo’nun Internetten para kazanmak isteyen insanlar tarafından yapılmış bir bilgisayar oyunu olduğunu, gerçek olmadığını, tıpkı izlediği çizgi filmler (Sevdiği çizgi filmlerden örnek verebilirsiniz) gibi hayali olduğunu anlatabilirsiniz.

Beraber Momo’nun komik, saçma bir resmini çizerek çocuğunuzun zihnindeki korkutucu Momo imajını değiştirmeye çalışabilirsiniz. Ya da beraber hiç olmayan bir çizgi film karakteri yaratarak tüm hayali karakterlerin böyle ortaya çıktığını yaşayarak deneyimlemesini sağlayabilirsiniz.

Michael Ande’nin yazdığı çok güzel bir çocuk romanı olan “Momo”yu alıp çocuğunuzla beraber okuyup tartışarak Momo kelimesinin çağrışımlarını değiştirebilirsiniz. Artık Momo dendiğinde aklına bu kitaptaki hikayeler ve karakterler, sizinle kitap ile ilgili yaptığı konuşmalar gelir.

En önemli önlem ise çocuğunuzu Youtube ile uzun zaman başbaşa bırakmamanız. Youtube ile asla yalnız kalmaması en ideali ama bunu yapamayacak durumdaysanız da ara ara ne izlediğini kontrol etmek, izlediğinin sesini duymanız gibi önlemler almaya çalışın.

Mine Kilitci.

                                                                           Momo













Oyun mu, Gerçek mi?

Geçtiğimiz hafta Yeni Zelanda'da yaşanan korkunç saldırının görüntülerini izlediğimde Counter Strike oyunu seyrediyormuşum gibi geldi ama malesef ekranda vurulup yere düşen ve kurtulabilmek için sürünerek kaçmaya çalışan insanlar gerçekti. Saldırgan ise eli bile titremeden, en ufak bir tereddüt göstermeden önüne çıkan herkesi öldürüyordu, sanki bir oyun gibi. 

Aşağıdaki görüntülerin hangisi gerçek saldırıdan, hangisi oyundan bir kare ayırt etmek mümkün değil. Tabi ki her şiddet içerikli oyun oynayan çocuk terörist, cani olmayacak ama çocuklarımızın bu oyunlara kendini fazlasıyla kaptırmasının nasıl sonuçlara yol açacağı üzerinde düşünmemiz çok önemli. 




18 Eylül 2018 Salı

Anne-Babalara Kitap Önerileri 1

Geçenlerde yaptığın anne-baba seminerinde önerdiğim çocuk gelişimi ile ilgili kitapları bir de buradan paylaşmak istedim. Ebeveynlere yönelik piyasada yüzlerce kitap var. Kitapların tümü de onu yazanların bakış açısıyla çocuğa doğru yaklaşım şeklini anlatıyor. Bunların arasından seçim yapmak ve yazılanlara güvenmek kolay değil. Bu kitaplardan fazlasıyla okumuş ve meslekte 18 yılını bitirmiş bir çocuk psikoloğu olarak en güvenilir ve etkili bulduğum kitapların bir listesiyle karşınızdayım. Devamı gelecek...

Nilüfer Devecigil- Işığın Yolu 

Bu kitabı çocuk gelişimi kitabı kategorisine koymak kitaba haksızlık olur. Oyun terapisi sayesinde tanışma ve eğitim alma şansı bulduğum Nilüfer Devecigil muazzam bilgi birikimini ve deneyimlerini  hiç sıkmadan, yormadan aktarmayı başarıyor. Ayşenur ve Michael’in ilişkisini okurken bir yandan da bağlanma, mindfulness, beyin, iletişim, tasavvuf ile ilgili çok değerli bilgilere sahip oluyoruz. Bir çırpıda okuyacağınız, tekrar tekrar dönüp bakacağınız, okuma önerileri ile ufkunuzu açacak bir kitap. 

“Ne kadar güçlüydü çocukluğumuzdan yadigâr kalan bağlanma ilişkilerimiz. Nasıl işliyordu iliklerimize dek tüm o kalıplar, inançlar. Öyle ki sadece gözlüklerimizi değiştirmek yetmiyordu. Beynin her bir katmanını tuğlalarından sökmek gibiydi değişim. Anestezi almadan ameliyat olmak gibi. İstediğin kadar bilgiyle doldur, başkalarının tecrübelerini dinle, yardımcı olmuyordu. Bu ameliyat, acısını hissetmen gerekenlerden. Ve elindeki tek araç cesaret; ilişkiye girme ve içinde kalma cesareti.” 

“ İlişkilerde incinir, ilişkilerde iyileşiriz.” 

“Zorluklar, yürüdüğümüz yolda karşımıza çıkan engeller değildir. Zorluklar; yolun ta kendisidir. Zorluklar bizim iç çalışmalarımız, bizim yolumuz, bizim hayatımız.” 


28 Mart 2018 Çarşamba

Okulöncesi Çocuklar İçin Dikkati Geliştirme Etkinlikleri II



Okulöncesi çocukların dikkatini geliştirmek için neler yapabileceğimizi anlattığım yazımda ebeveyn ile çocuk arasındaki sosyal etkileşimin çocuğun dikkat kapasitesi üzerinde olumlu etkisinden bahsetmiş ve bazı önerilerde bulunmuştum. Bu yazımda da küçük çocuklar için etkinlik önerileri vereceğim. Bu etkinlikler dikkatin ve belleğin yanında çocuğunuzun akıl yürütme becerilerini de geliştirecek. 

Etkinlikleri yaparken şunlara dikkat edin:



Önceliğiniz çocuğunuz ile birlikte eğlenmek ve keyifli vakit geçirmek olsun. Bu etkinlikleri 
zorunlu görevler ya da ödev gibi yansıtmamaya çalışın.

Etkinliklere başlamadan önce siz de heyecanınızı belli edin. “Şu şekilli oyunlar çok eğlenceli, 
hadi biraz yapalım” gibi.

Sabırlı olun, gelişimin, değişimin kısa sürede olmayacağını hep aklınızın bir köşesinde tutun.

Çocuğunuza güvenin. Çocuğunuzun beyni yeni bilgileri özümsemeye, gelişmeye çok açık ama
gelişmesi için ona zaman tanıyın. Cevabı bulamadığında ipucu vererek destek olabilirsiniz.

Çocuğunuzdaki gelişmelere hassas olun “Geçen sefer bu resimler arası farkları bulma oyununda ,
zorlanmıştın ama bugün senin için çok kolay oldu, sen bu işte gitgide daha iyi oluyorsun” benzeri 
sözlerle motive etmeyi unutmayın.

Not: Bu etkinlikleri size fikir vermesi amacıyla hazırladım, siz de benzerlerini oluşturabilir, 
çocuğunuzun sevdiği karakterler, meyveler vb. kullanarak eğlenceli etkinlikler geliştirebilirsiniz.


Aşağıda üstte yer alan fotoğrafı/nesneyi 30 saniye incelemesini isteyin. Sonra fotoğrafı kapatın ve incelediği fotoğrafın/nesnenin aşağıdaki üç fotoğraftan/nesneden hangisi olduğunu sorun.

1







5 Aralık 2017 Salı

Eyvah Oğlum Pembe Seviyor!

Geçenlerde bir televizyon programında küçük çocuklarda cinsel kimlik oluşumu ile ilgili bir konuşmaya denk geldim. Saçları uzatılan, toka takılan erkek çocuklarının cinsel yöneliminin farklılaşacağına dair söylemler vardı programda. Tespit edildiğinde bu duruma hemen müdahale edilmesi gerektiği anlatıldı. Programı izledikten sonra cinsiyet kalıp yargılarımız ile ilgili bir yazı yazma ihtiyacı hissettim.

29 Kasım 2017 Çarşamba

Süper Dadının Süper Yöntemleri Gerçekten İşe Yarıyor Mu?

Geçtiğimiz hafta sosyal medyada dolaşan bir video üzerine bu yazıyı yazmaya karar verdim. Videoda “Süper Dadı” isimli programdan bir kesit vardı. Program yayından kalktı ama programın bölümleri sosyal medyada dolaşımda. Süper dadı çocuklarıyla sorun yaşayan çaresiz ailelerin sorunlarına 4-5 gün içinde çare bulan, uyumayan, sinirli, kavgacı, söz dinlemeyen, yemek yemeyen, kurallara uymayan çocukları muma çeviren! hakikaten süper birisi. Videoda 8 yaşındaki B’nın kardeşini nasıl dövdüğünü izliyorum önce. Neden kardeşini dövmesine izin vererek bir de bunu kameraya aldıklarına anlam veremiyorum önce. Sonra babası B’nın okulda her gün 3 çocuk dövdüğünü anlatıyor. Öfke krizi nedeniyle yaka paça, yerlerde yuvarlanarak mola paspasına götürüldüğünü görüyoruz sonra. Çok bilimsel bir şekilde “B, 8 yaşında olduğu için mola paspasında 8 dakika duracak” açıklamasını yapıyor dış ses. B, molada gırtlağından korkunç sesler çıkartıyor, hırlıyor, kapana kısılmış, korkmuş bir canlı ne yaparsa onları yapıyor.

22 Kasım 2017 Çarşamba

Ailece Mindfulness- 2

Önceki yazımda "Mindfulness" kavramından ve hayatımıza nasıl etki edeceğinden bahsetmiş, örnek bir Mindfulness egzersizi paylaşmıştım.

İşte bir Mindfulness egzersizi daha:

-Lotus / Nilüfer Çiçeği

Etkinliğimizi her akşam 5 dakika boyunca tüm aile bireyleri bir arada yapmanızı öneriyorum. Uyku saatinden önce yapmanız çocukların uykuya geçişini kolaylaştırabilir. Dilerseniz etkinlik sırasında sakin, rahatlatıcı bir müzik açabilirsiniz. Youtube'a "Mindfulness Music" yazarak bu videodaki gibi müzikler bulabilirsiniz.