Son günlerde ülkemizde yaşanan
travmatik olaylar geleceğe ilişkin umudumuzu alıp götürüyor belki ama silkelenip
kendimize gelmemiz gerekiyor bence. Çocuklarımızın, umut dolu bir gelecekleri olduğuna ve dünyanın
yaşamaya değer güzelliklerle dolup taştığına inanmaları çok önemli. Ve çocuklarımızın
böyle hissetmesi için çok fazla çaba harcamamız lazım. Elbette demek istediğim
onları gerçek hayattan uzak tutup bir masal dünyasının içinde yaşatmaya çalışmak
değil. Tüm haberleri, gazeteleri,
sokaktaki sohbetleri kaplayan konulardan onları soyutlamak pek mümkün değil maalesef.
Ancak kötülüklerle, haksızlıklarla karşılaşacakları, belki zaman zaman isyan
edecekleri uzun bir yetişkinlik yaşamı bekliyor onları zaten. En azından
çocukken onları dünyanın kötülüklerinden elimizden geldiğince uzak tutalım.
Okul
öncesi çocuğuna, olaylara ilişkin öfkemizi ve olumsuz bakış açımızı da
içeren gereksiz, uzun, ayrıntılı açıklamalar yapıp onun kafasını karıştırmamamız
gerekiyor. Ancak meraklı, toplumsal
olaylar ve dünya ile ilgili, size sorular soran bir çocuğunuz varsa konuyu kapatmaya
çalışmanız merakını arttırır, sizin
endişe ve mutsuzluğunuzun nedenini anlayamadığı için güvensizlik duymaya ve kaygılanmaya
başlar. Yaşanan olayları gerektiği zaman yaşına uygun şekilde açıklamak, ancak bunu
çocukluk çağının masumiyetini bozmadan yapmaya çalışmak en ideali. Her çocuğun
böyle bir açıklamaya ihtiyacı olmayabilir. Tıpkı cinsellik ile ilgili sorularda
olduğu gibi önce çocuğunuzun neyi ne kadar bildiğini öğrenip buna uygun bir
konuşma yapabilirsiniz. Yine tıpkı ölüm
ile ilgili soru sorduğunda yapılması gerektiği gibi kısa bir açıklamanın ardından
geleceğe dönük umut ve iyimserlik dolu hayallerinizi, hedeflerinizi paylaşmanız,
yaşama dair olumlu hislerinizi aktarmanız, gelecekte birlikte yapacaklarınıza odaklanmanız
dünyayı tanımaya ve anlamaya çalışan bu meraklı beyni rahatlatır.
Çocukların kendilerini güvende
hissetmeleri için rutin ve ritüeller çok önemli. Travmatik olayların etkisini
azaltabilmenin en etkili yollarından biri de günlük hayatın düzeninin devam etmesi.
Bu nedenle çocuğun günlük rutinini mümkün olduğunca bozmamak, ailece düzenli
olarak yapılan eğlenceli etkinliklere devam etmeye çalışmak yapabileceklerinizden biri.
Çocuğunuz sizin duygularınızı bir psikologdan çok daha iyi anlar. Ona yaşanan kötü olaylar nedeniyle üzgün olduğunuzu ancak bunun geçici olduğunu, dünyada böyle olayların zaman zaman olabileceğini ancak her şeyin düzeleceğini, olumsuz hislerinizin kendisi ile ilgisi olmadığını, tam tersine onun varlığının sizi ne kadar mutlu ettiğini, iyi ki sizin çocuğunuz olduğunu vb. söyleyebilirsiniz.
Çocuğunuza “Her zaman senin yanındayız,
seni hep koruyacağız, seni çok seviyoruz” gibi sözleri de sıklıkla söyleyin ve
tabii ki davranışlarınızla bunu ona hissettirin.
“Çocuklar yetişkinlere özgü kaygılarla dolu, çok fazla bilgiyle yüklü
bir havayı solumamalıdır. Çocukların, yaşadıkları dünyanın iyi bir yer olduğunu
görmeye ihtiyaçları vardır. Sevdikleri tarafından korunan dünyalarının, onların
bulunmaları gereken yer olduğunu hissetmeye ihtiyaçları vardır. Umut dolu ve
gelecek vaat eden bir dünyada yerleri vardır.”
Her şeye rağmen hayat güzel…
Mine Kilitci, 2016.
Mine Kilitci, 2016.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder