26 Temmuz 2016 Salı

Peki Tüm Bu Olayları Çocuklarımıza Nasıl Anlatacağız?

Son günlerde ülkemizde yaşanan travmatik olaylar geleceğe ilişkin umudumuzu alıp götürüyor belki ama silkelenip kendimize gelmemiz gerekiyor bence. Çocuklarımızın,  umut dolu bir gelecekleri olduğuna ve dünyanın yaşamaya değer güzelliklerle dolup taştığına inanmaları çok önemli. Ve çocuklarımızın böyle hissetmesi için çok fazla çaba harcamamız lazım. Elbette demek istediğim onları gerçek hayattan uzak tutup bir masal dünyasının içinde yaşatmaya çalışmak değil.  Tüm haberleri, gazeteleri, sokaktaki sohbetleri kaplayan konulardan onları soyutlamak pek mümkün değil maalesef. Ancak kötülüklerle, haksızlıklarla karşılaşacakları, belki zaman zaman isyan edecekleri uzun bir yetişkinlik yaşamı bekliyor onları zaten. En azından çocukken onları dünyanın kötülüklerinden elimizden geldiğince uzak tutalım.

Okul öncesi çocuğuna, olaylara ilişkin öfkemizi ve olumsuz bakış açımızı da içeren gereksiz, uzun, ayrıntılı açıklamalar yapıp onun kafasını karıştırmamamız gerekiyor.  Ancak meraklı, toplumsal olaylar ve dünya ile ilgili, size sorular soran bir çocuğunuz varsa konuyu kapatmaya çalışmanız merakını arttırır,  sizin endişe ve mutsuzluğunuzun nedenini anlayamadığı için güvensizlik duymaya ve kaygılanmaya başlar. Yaşanan olayları gerektiği zaman yaşına uygun şekilde açıklamak, ancak bunu çocukluk çağının masumiyetini bozmadan yapmaya çalışmak en ideali. Her çocuğun böyle bir açıklamaya ihtiyacı olmayabilir. Tıpkı cinsellik ile ilgili sorularda olduğu gibi önce çocuğunuzun neyi ne kadar bildiğini öğrenip buna uygun bir konuşma yapabilirsiniz.  Yine tıpkı ölüm ile ilgili soru sorduğunda yapılması gerektiği gibi kısa bir açıklamanın ardından geleceğe dönük umut ve iyimserlik dolu hayallerinizi, hedeflerinizi paylaşmanız, yaşama dair olumlu hislerinizi aktarmanız, gelecekte birlikte yapacaklarınıza odaklanmanız dünyayı tanımaya ve anlamaya çalışan bu meraklı beyni rahatlatır.

Çocukların kendilerini güvende hissetmeleri için rutin ve ritüeller çok önemli. Travmatik olayların etkisini azaltabilmenin en etkili yollarından biri de günlük hayatın düzeninin devam etmesi. Bu nedenle çocuğun günlük rutinini mümkün olduğunca bozmamak, ailece düzenli olarak yapılan eğlenceli etkinliklere devam etmeye çalışmak yapabileceklerinizden biri. 

Çocuğunuz sizin duygularınızı bir psikologdan çok daha iyi anlar. Ona yaşanan kötü olaylar nedeniyle üzgün olduğunuzu ancak bunun geçici olduğunu, dünyada böyle olayların zaman zaman olabileceğini ancak her şeyin düzeleceğini, olumsuz hislerinizin kendisi ile ilgisi olmadığını, tam tersine onun varlığının sizi ne kadar mutlu ettiğini, iyi ki sizin çocuğunuz olduğunu vb. söyleyebilirsiniz.

Çocuğunuza “Her zaman senin yanındayız, seni hep koruyacağız, seni çok seviyoruz” gibi sözleri  de sıklıkla söyleyin ve tabii ki davranışlarınızla bunu ona hissettirin.

“Çocuklar yetişkinlere özgü kaygılarla dolu, çok fazla bilgiyle yüklü bir havayı solumamalıdır. Çocukların, yaşadıkları dünyanın iyi bir yer olduğunu görmeye ihtiyaçları vardır. Sevdikleri tarafından korunan dünyalarının, onların bulunmaları gereken yer olduğunu hissetmeye ihtiyaçları vardır. Umut dolu ve gelecek vaat eden bir dünyada yerleri vardır.”

Her şeye rağmen hayat güzel…

Mine Kilitci, 2016.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder