4 Ağustos 2016 Perşembe

Çocuğunuzla Evde Eğlenmek

 Yaz aylarını evde geçiren bir anne olduğumdan, sadece evde çocuğu ile ilgilenen annelerin neler yaşadığını birebir deneyimliyorum ve diyorum ki, insanın çocuğuyla baş başa zaman geçirmesi, birçok güzel anı biriktirmesi, onun muhteşem gelişimine tanıklık etmesi harika bir duygu ama kolay da değil.

Çocuğu ile gerçekten nitelikli zaman geçirmek, onu teknolojik aletlerden (Telefon, televizyon, ipad, bilgisayar, oyun konsolu) uzak tutmak konusunda kararlı olan anneleri evde eğlenceli ama biraz da yorucu bir mesai bekliyor. Çocuğun iyi bir ihtimalle günde ortalama 12 saat uyuduğunu düşünürsek, çocuğunuzla geçirdiğiniz zaman günde 12 saat demektir. Elbette ki bu 12 saat boyunca çocukla oynamak, onu eğlendirmek, meşgul etmek gibi bir amaç gerçekçi değil, böyle bir şey insanın sınırlarını da aşar zaten.  Çocuğunuz kendi kendine zaman geçirebilmeyi, oynamayı ya da hiçbir şey yapmayıp sadece düşünmeyi de öğrenmeli.  Ve “Daha Sade Bir Hayat” adlı muhteşem kitapta da anlattığı gibi çocuğunuza sıkılması için zaman tanımalısınız. (Kitap ile ilgilenenler için yazım. ) 

Unutmayın, “sıkılmak, yaratıcılığın habercisidir.” Ancak “sıkılmak”tan ve ”kendi kendine oynamak”tan arta kalan zamanlarda beraber nasıl eğlenceli vakit geçirebilirsiniz?, ben kızımla evde neler yapıyorum? biraz bunlardan bahsetmek istiyorum.

Bunların hepsi basit ve ilk akla gelen oyunlar ama çok eğlenceliler.

Bizim evde en çok oynadığımız oyunlar:  
  • Oyuncakları konuşturma: Özellikle kızı olan anneler bu oyuna çok aşinadır. "Anneeee oyuncakları konuşturalım mııı?" ile başlar. Çocuğunuz evdeki bilumum bebek, hayvan, figür ile bir sahne oluşturur ve size de bir rol verir. “Anne sen at olacaksın, kırmızı başlıklı kızın ananesisin, marketçisin vb” şeklinde roller dağıtılır. Benim bu oyunu oynarken en çok eğlendiğim şey rolümün sürekli değişmesi ve takip etmekte zorlanmam. Bir an kralken sonra inek oluyorum, anne inek yavrusunu beslerken birden kurda dönüşüyor vb.                              Yaratıcılığı geliştiren, dil gelişimine yararı olan, çocuğunuzun sosyal ilişkileri, kuralları, dünyayı ve insanları nasıl algıladığı ile ilgili size fikirler veren bu oyun her gün oynanmalı bence. Burada dikkat etmeniz gereken çocuğun oyunun yönetmeni olmasına izin vermeniz, o hangi rolü verirse o rolü oynamanız, değişikliklere karşı esnek ve uyanık olmanız, müdahalede bulunmamanız. Siz onun oyun arkadaşısınız, bu oyun sırasında sürekli araya öğretici diyaloglar eklemeye çalışma dürtünüzü (Annelerin sözü dinlenmeli kuzucuk, şeker dişlerini çürütür hansel ve gretel vb.) mümkün olduğunca dizginlemeye çalışın. Her zaman yapamasanız da bazen çocuğunuz oyun sırasında size "Bu hangi oyuncak?" ya da "Bu ne?" gibi sorular sorduğunda "Sen ne olmasını istersen o olur" gibi bir cevap vermenizi de öneririm. Sınırların olmadığı bir dünya yaratsın oyunda. İnekler uçabilir, bir top uzay gemisi olabilir ya da kız bebek baba olabilir. Bazen de oyununa sizi katmayabilir; kızımın bu oyunu kendi kendine oynayışını, oyuncaklarını konuşturuşunu izlemeyi o kadar çok seviyorum ki.
  • Oyun hamuru ile çılgın şekiller: Çocuğun yaşı büyüdükçe oyun hamuru ile geçirdiği zaman ve aldığı keyif de artıyor. Başlangıçta oyun hamuru ile oluşturulan şekiller sizin el beceriniz ve yaratıcılığınıza bağlıyken minik parmakları büyüdükçe ve zihni geliştikçe çocuğunuz da size katılmaya başlıyor. Oyunlar çeşitleniyor. Örneğin kızım 1.5 yaşındayken sürekli hamurdan minik toplar yapıp bunları yuvarlar ya da sınırlı el becerimle kedi köpek yapmaya çalışırken şimdi (Kızım 3 yaşına geliyor) minik kaselerin üstüne hamurdan köprüler yapıp lego adamları karşıdan karşıya geçiriyoruz. Bazıları köprüden düşüp dinozorlardan kaçmaya çalışıyor. Ya da hamurdan oyun parkında kaydıraktan kayarak eğleniyorlar. Maalesef oyun hamuru kapalı bir kutuda durmadığında hemen kuruyan ve zaman içinde yumuşaklığını yitiren bir materyal. Kurumuş hamurları suda bekletip tekrar yumuşatmaya çalışsam da bence işe yaramıyor. O yüzden hamuru büyük boyutlarda ucuza almak daha mantıklı geliyor bana.

  • Kinetik kum: Sanırım kinetik kumu kızımdan çok ben seviyorum. Kumların parmaklarımın arasından kayıp gidişine, yumuşaklığına bayılıyorum. İlk olarak ucuz olan bir marka aldım ancak hiç memnun kalmadım. Fiyatı biraz yüksek olan kinetik kum çok daha kaliteli ve hiç bozulmuyor, kurumuyor. Çeşitli kalıplar ile şekiller yapmak, kumun arasına minik oyuncaklar saklayıp onları bulmak, kumu kaptan kaba aktarmak çok eğlenceli. Tabi kızım kumu kafasından aşağı dökmediği sürece. Evet, bu da yaşandı maalesef. Bir de kumun birbirine yapışma ve kolay toplanma özelliği olsa da etrafa dağıldığını belirtmem gerek. Oyun sonrası evi süpürmeniz gerekebilir. Bunun çaresi de yere büyük bir örtü sermek, kumu da büyük bir leğene koyup onun içinde oynamak ya da balkonda veya varsa bahçede oynamak.

  • Su: Geldik kızımın en sevdiği oyun malzemesine. Ne çeşit, ne şekilde olursa olsun içinde su olan her oyuna bayılıyor. Çocukların çoğu için geçerli bu. Suyun rahatlatıcı, gerginliği azaltıcı etkisi de bonus. Küveti doldurup oyuncaklarını yüzdürmek ya da köpük banyosu yapmak, yoğurt kabının içine koyduğum suda bebeklerini yıkamak, suları kaptan kaba aktarmak, suyun içine gıda boyası damlatıp oluşan renkleri izlemek, kabın kenarına küçük bir merdiven dayayıp oyuncakları teker teker merdivenden çıkararak havuza atlatmak gibi oyunlara bayılıyor. En sevdiği şey ise balkona koyduğum şişme havuzun içinde yüzmek. Tabi havuz o kadar küçük ki buna yüzmek denemez ama o mutlu, çok eğleniyor bu da bana yetiyor. Bahçeli evi olanlar bu konuda daha şanslı. Bahçeye koyacağınız bir havuz ile çocuğun günün yarısında suyun içinde olacağını garantileyebilirsiniz. Yaz sıcağında buz ile oyunlar oynamak da eğlenceli. Harika önerileri ile ilham veren Şermin Çarkacı’nın Oyuncu Anne hesabından (Facebook   ve Instagramdan takip edebilirsiniz) öğrendiğim bir etkinliği her gün yapıyoruz. Her gün değişik ebatta bir kabı su ile doldurup buzluğa koyuyorum. Su donduğunda yere serdiğim havlunun üzerine kabı koyuyorum. Buz eriyene kadar oynuyoruz, oyuncakları kaydırıyoruz, en hızlı hangi araba gider diye yarış yapıyoruz, bazen suyun içine küçük oyuncaklar koyuyorum, kızım çok heyecanlanıyor, buzun erimesini ve oyuncağı çıkarabilmeyi hevesle bekliyor. Gıda boyası ile renklendirilmiş su ile daha da eğlenceli oluyor bu oyun. Oyuncu anne borcamı su ile doldurup dondurmuş ama ben buzluğa cam kap koymaya cesaret edemedim; kek kalıbı, plastik kap vb. kullanıyorum.
  • Çıkartmalar: İşte tüm çocukların bayıldığı bir malzeme daha,  çıkartmalar. Televizyon ünitesindeki kalitesiz çıkartmalardan kalan hatıralar çıkmamakta dirense de favori malzemelerimizden biri de bu. Çıkartmalarla oynanabilecek birçok güzel oyun var. Yine Oyuncu Anne’den öğrendiğim bir oyun; yere mavi bir çarşaf sererek deniz canlıları çıkartmalarını üstüne yapıştırarak okyanus oluşturuyoruz, ya da uçaklar, bulutlar, yıldızlar yapıştırarak gökyüzü yapıyoruz. Ya da çıkartmaları evin belli bir odasında çeşitli gizli yerlere yapıştırıp “İz Peşinde” oyunu oynamak çok zevkli oluyor.  Tüm çıkartmaları bulmaya çalışırken oda biraz dağılabilir tabi ama ”eğlenceli anne” olmak “düzenli anne” olmaktan daha zevkli değil mi? Aylar süren denemelerim sonunda muhteşem bir ürün buldum. Melissa and Doug marka tekrar kullanılabilen çıkartmalar. Bunu kim icat ettiyse aklıyla bin yaşasın. Çıkartmalar sadece kitabın üstündeki sayfalara yapışıyor, başka hiçbir yüzeye yapışmıyor ve eskimiyor, yırtılmıyor defalarca yapıştırıp çıkarabiliyoruz. Çıkartmalar fazla sayıda, bu sayede aynı sayfayı defalarca düzenleyebiliyoruz. Örneğin;  Oyun parkını tekrar tekrar düzenleyip salıncağı çıkarıyor, yerine kum havuzu koyuyor, kedileri bir tarafa topluyor, bisikletli kızı yolun üzerine yapıştırıyoruz.  Bu mekanlar hakkında sohbet ediyoruz, hayvanlardan, bitkilerden, araçlardan, renklerden bahsediyoruz. Maalesef bu ürün birçok oyuncak gibi Türkiye’de Amerika’daki fiyatının üstünde satılıyor. Örnekler linkte
  • Evin mobilyaları: Dağınıklığı sevmeyen anneler bu seçeneği atlasın J  Koltuk minderlerinin hepsini yere indirip üst üste koyup mağara yapmak, minderleri koltuğa dayayıp kaydırak ya da karşılıklı dizip tahterevalli yapmak, masanın üzerine bir pike örtüp çadır oluşturmak, yatağı trambolin gibi kullanıp üzerinde zıp zıp zıplamak gibi etkinlikler evin içinde hareket etmenin eğlenceli yolları.
  • Hamur: Ekmek, kek ya da kurabiye yaparken kızıma da hamur hazırlıyorum. Ben mutfakta yemek yaparken o da masada hamurunu açıyor, unluyor, şekil veriyor, oyuncaklarını hamurun içine saklıyor ya da hamurdan koltuk yapıp lego adamları oturtuyor. Bazen de kurabiyeleri süslemede bana yardım ediyor. Böylece ben işimi yaparken o da eğlenmiş oluyor. Yapılmasına yardım ettiği kurabiyelerin pişmesini hevesle bekliyor ve onları yemeye de bayılıyor tabi ki.  
  •  Kitap okuma: Her gün çocuğunuza kitap okumanın yararları saymakla bitmez. Önerim eğer çocuğunuz okumayı bilmiyorsa kitapları resimlerine bakarak seçmeniz. Nasıl olsa hikayenin nasıl anlatılacağı sizin yaratıcılığınıza kalmış. Piyasada çok çeşitli ve güzel resimli hikaye kitapları var. Başka bir yazımda kitap önerilerinde bulunacağım.

  • Fotoğraf albümlerine bakma: Çocukların sevdiği bir etkinlik daha. Sizin ve babasının çocukluk resimlerini göstererek çocuklukta yaptıklarınızı anlatabilir, geniş ailesini ona tanıtabilir, kendi bebeklik resimlerini gösterip yaptığı komik şeylerden bahsedebilirsiniz. "Resimdeki kim?" oyunu oynayabilirsiniz. Tanıyabileceği akrabalarının resimlerini göstererek kim olduğunu söylemesini isteyebilirsiniz.

  • Bu oyunları okul öncesi çocuklar için önerdim ama bebeğinizle su içeren oyunlar oynayabilir, ona bol bol resimlerini göstererek kitap okuyabilir, onunla dans edip şarkı söyleyebilirsiniz. İlkokul çocukları için de oyunları biraz karmaşıklaştırabilirsiniz. Örneğin; "İz Peşinde" oyununu çıkartma harfler ile hazırlar, bulduğu harfler ile şifre kelimeyi keşfetmesini isteyebilirsiniz. Su oyunlarına ise her yaşta çocuk bayılır.
Evde kızımla oynadığımız daha birçok oyun var ama şimdilik bu kadar. 

Bol oyunlu ve eğlenceli günler dilerim.

Mine Kilitci, 2016.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder