İşte annelerin en zorlandığı konulardan biri. Uyumayan bebek.
Tabi uyumayan bebek kavramı anneden anneye değişebiliyor. Örneğin; geceleri çok
sık uyanan bir bebeğe sahip olan bir anne için “Bebeğin gece 2 kere uyanması”
kutlanacak bir olayken, doğduğundan itibaren uykuya çok düşkün olan ve
kesintisiz uykuya çok küçükken geçiş yapan bir bebeği olan başka bir anne için
gece 2 kere uyanmak dayanılmaz olabilir.
Acemi anne, özellikle
de ilk zamanlar bebeğini başka bebekler ile kıyaslayarak, bebeğinin gelişiminin
normal olup olmadığını anlamaya çalışır. Ancak bu karşılaştırmalar bazen hayal
kırıklıkları ve vicdan azapları ile sonuçlanabilir. Zaten anne olmanın bitmeyen
bir vicdan azabını da beraberinde getirdiğinde hepimiz hemfikirizdir herhalde. Başka
bebeklerin iyi uyuması, çok yemek yemesi, erken emeklemesi vb. annede bir
şeyleri eksik yaptığı, yanlış davrandığı duygusunu uyandırır. Bu duygunun en
yoğun yaşandığı iki alan da uyku ve beslenme. Bu alanlarda yaşanan sorunlar hem
ailenin tüm fertleri için çok yıpratıcı olabiliyor hem de annenin yetersizlik
duygularının artmasına neden oluyor.
Bebek ilk haftalarda bir uyku düzenine sahip değildir,
yaklaşık 16-18 saat uyur ancak anne sütü alan bir bebek sık sık acıkır ve
uykuları uzun süreli değildir. Gün geçtikçe daha uzun saatler kesintisiz
uyumaya başlar ancak ilk 6 ayda bebekten bütün gece kesintisiz uyumasını
beklemek mantıklı değil.
Bebeğinizde uyku düzeni oluşturmak için neler
yapabilirsiniz? İşte önerilerim:
· Öncelikle
genel bir öneri. Bebeğinizle iletişim içinde olduğunuzda gerçekten onunla bağ
kurun “an” da kalın. Onun gözlerinin içine bakın, onunla
ilgili duygularınızı, onu ne kadar çok sevdiğinizi aklınızdan
geçirin. Onunla gerçekten ilgilenin. Eğer bebeğinizle ilgileniyor gibi
görünüyorsanız ancak aklınız başka yerlerdeyse, başka düşünceler zihninize
doluyorsa ya da başka şeylerle ilgileniyorsanız (Telefonunuzu
kurcalamak vb.) bebeğiniz bunu hisseder. Eğer dikkatinizi toplayamak ve
“an” da kalmak ile ilgili bir sorununuz olduğunu düşünüyorsanız Yoga
veya Meditasyon işinize yarayabilir.
· Bebek
beyninin alışma veya şımarma gibi özellikleri olmadığını kabul edin. “Çok
kucağına alma alışır, 3. ayda odasını ayır ki kendine güveni gelişsin” vb. sözlere
kulak asmayın. Piyasada bulunan çocuk gelişimi kitaplarının birçoğu size
birbiriyle tamamen zıt önerilerde bulunur. Bazısı “Bebeği odasına yatağına
koyun, odadan çıkın, belli sürelerde ağlamasına izin verin, sonra yanına girin,
tekrar çıkın, daha uzun süre ağladıktan sonra yanına girin vb.” gibi annelerin
çoğunun asla yapamayacağı yöntemler önerir. Bunun daha ileri aşamasında çocuğu
belinden yatağa sabitleyen, bu sayede yataktan kalkmasını engelleyen ‘uyku
eğitimcileri’ de mevcut. Bu konuda biraz da içgüdülerinize güvenin, yüreğinizin
götürdüğü yere gidin. Bebeğinizin odanızda yanı başınızda ya da kollarınızda mı
uyumasını istiyorsunuz o zaman öyle yapın. Ancak gerekli güvenlik önlemlerini
alarak.
· Anne
sakinse bebek de sakindir. Ve tam tersi de geçerli. Çok gergin, stresliyseniz
bebeğiniz bunu hisseder, o da aynı duyguları yaşamaya başlar. Önce kendinizi
sakinleştirmeye çalışın. Sonra bebeğinize yönelin.
· Gündüzleri
bebeğinizle yeterli fiziksel yakınlık kurduğunuza emin olun. Kısa süreli bir
izinden sonra yoğun iş hayatınıza dönüş yapmış olabilirsiniz. Bu konuda
kendinizi suçlu hissetmek yerine evde bulunduğunuz sürelerde bebeğinizle yakın
ilişki içinde olun. Onu kucaklayın, hatta gerekirse evde iş yaparken onu
kucağınızda tutun, onunla konuşun, şarkı söyleyin, dans edin, kısaca ihtiyaç
duyduğu şefkati ona verin. Eğer bebeğiniz gündüz sizden gereksinim duyduğu
yakınlığı göremezse gece uyanıp bu eksikliği gidermeye çalışacaktır.
· Bebeğinizin
ağlamasına izin verin. Bebekler, kendilerini rahatlatarak streslerini
vücutlarından atmalarını sağlayacak serbest ağlamaya ihtiyaç duyarlar. Eğer
gündüzleri her ağlamasını yatıştırmak için çaba harcar, dikkatini dağıtır, bir
oyalayıcı ile sakinleştirmeye çalışırsanız bebek gündüz sağlayamadığı
rahatlamayı gece yaşamaya çalışarak uyanıp ağlayabilir. Zor ve stresli bir
zamanınızda (Belki bebeğinizin saat başı uyandığı bir gecenin sabahında)
“iyi bir ağlama” ile nasıl rahatladığınızı hepiniz fark etmişsinizdir.
İşte bebekler de zaman zaman bu ağlamaya ihtiyaç duyar. Eğer hiçbir sorunu
olmadığına eminseniz (Açlık, ateş, susuzluk, gaz, sancı, uyku vb.) o zaman
sadece ağlamak istiyordur. Kucağınızda tutun, kulağına sakince mırıldanın ya da
ninni söyleyin, bunu istemiyorsa sadece yanında durup ona dokunun.
· Bebeğinize
belli bir uyku rutini oluşturmaya çalışın. Her akşam aynı saatte başlayan bu
rutinde bebeğinizi “Uyku saati geldiiiii” gibi bir sözle hazırlamaya başlayıp
banyosunu yaptırma, pijamalarını giydirme, besleme, kitap okuma (Büyük
çocuklarda bazen aynı kitabı 10 kere okuma) gibi bir düzen kurabilirsiniz. Bu
aşamaların hep birbirini izlemesini sağlayarak bebeğinizin uykuya geçişini
kolaylaştırabilirsiniz.
· 2
yaşından küçük çocukları ekrandan uzak tutmanın ne kadar önemli olduğunu
eminim hepiniz biliyorsunuz. Ama çeşitli sebeplerle ekrana izin veriyorsanız da
uyumadan en az 1 saat önce tüm “ekranlardan” (Televizyon, bilgisayar,
tablet, cep telefonu) uzak kalmasını sağlayın.
· Şunu
hiç unutmayın; bebeğiniz erken yatarsa iyi uyur, geç kalkar. Belki mantıksız
geliyor ama bebeklerde süreç böyle işliyor. “Geç uyusun sabah daha geç
uyansın” gibi bir hedefiniz varsa küçük çocuklarda buna ulaşmanız maalesef
mümkün değil. Bebek ve çocukların uzun süre uykusuz kalması yorulmalarına ve
uykularını alamadan uyanmalarına neden oluyor. Bebek ve çocukların 19.00-21.00
saatleri arasında uyuması gerekir. Çocuğunuzun yapısına göre uyku saatini bu
aralıklar içinde belirleyebilirsiniz.
· Bebeğiniz
gündüz çok uyuyorsa gece uykusu bir türlü gelmeyecek ya da gecenin yarısı
uykusunu almış bir şekilde uyanacaktır. Bu nedenle gündüz uykularını yaşına
uygun sınırlar içinde tutmaya çalışın.
· Gün
içinde çok fazla uyarana maruz kalan çocuğun gece uykuya geçişi zor olabilir.
Bebeğiniz böyle yoğun bir gün yaşadıysa, uykudan önce sakin etkinliklerle onu
rahatlatmaya özen gösterin.
· Uyumadan
önce havalara fırlatma, hoplatma, zıplatma gibi
bebeğinizi heyecanlandıracak
oyunlarda kaçının.
· Bebeğiniz
gece uyandığında mümkün olduğunca ışığı açmayın, sakin davranın, onunla yüksek
sesle konuşarak, onu severek uykusunun açılmasına neden olmayın.
· Bebeğiniz
gece uyandığında, ağladığında ona bir iki dakika zaman tanıyın. Belki de kısa
süre içinde kendi kendine yeniden uykuya dalacaktır. Ağlaması kesilmezse yanına
giderek onunla ilgilenin.
· Yardım
istemekten çekinmeyin. İlk aylarda anneye muhtaç olan bebeğinizin gece
uyandığında da sizi istemesi doğal. Ancak gündüz eşinizden, yakınlarınızdan
bebeğe bakma konusunda yardım almaya ve dinlenme, kendinize zaman ayırma,
dışarı çıkıp hava alma, kitap okuma vb. sevdiğiniz aktivitelerle kendinizi
rahatlatmaya özen gösterin.
· Hangi
yöntemi denerseniz deneyin bebeğiniz yaşının gerektirdiğinden çok daha fazla
uyanıyorsa, sizin sabrınız tükendiyse, uykusuzluk nedeniyle bebeğinize daha
sert davranmaya, ona bağırmaya başladıysanız (Uykusuzluğun hem fiziksel hem de
ruhsal olarak kişiye zarar verdiğini; yorgunluk, halsizlik, sinirlilik,
unutkanlık ve çeşitli psikolojik sorunlara neden olduğunu unutmayın) mutlaka
bir uzmandan yardım alın.
Son
bir öneri, konu ile ilgili yeni çıkan bir kitap. "Çocuğum Neden uyumuyor?" Tüm uykusuz
annelere okumalarını öneririm.
annelere okumalarını öneririm.
Bu uykusuz günlerin geçeceğini ve tüm gece uyuyacağınız günlerin yakında olduğunu aklınızdan çıkarmayın…
Sevgiler...
Mine Kilitci, 2016.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder