26 Haziran 2016 Pazar

Uyusun da Büyüsün...

İşte annelerin en zorlandığı konulardan biri. Uyumayan bebek. Tabi uyumayan bebek kavramı anneden anneye değişebiliyor. Örneğin; geceleri çok sık uyanan bir bebeğe sahip olan bir anne için “Bebeğin gece 2 kere uyanması” kutlanacak bir olayken, doğduğundan itibaren uykuya çok düşkün olan ve kesintisiz uykuya çok küçükken geçiş yapan bir bebeği olan başka bir anne için gece 2 kere uyanmak dayanılmaz olabilir.

Acemi anne, özellikle de ilk zamanlar bebeğini başka bebekler ile kıyaslayarak, bebeğinin gelişiminin normal olup olmadığını anlamaya çalışır. Ancak bu karşılaştırmalar bazen hayal kırıklıkları ve vicdan azapları ile sonuçlanabilir. Zaten anne olmanın bitmeyen bir vicdan azabını da beraberinde getirdiğinde hepimiz hemfikirizdir herhalde. Başka bebeklerin iyi uyuması, çok yemek yemesi, erken emeklemesi vb. annede bir şeyleri eksik yaptığı, yanlış davrandığı duygusunu uyandırır. Bu duygunun en yoğun yaşandığı iki alan da uyku ve beslenme. Bu alanlarda yaşanan sorunlar hem ailenin tüm fertleri için çok yıpratıcı olabiliyor hem de annenin yetersizlik duygularının artmasına neden oluyor.

Bebek ilk haftalarda bir uyku düzenine sahip değildir, yaklaşık 16-18 saat uyur ancak anne sütü alan bir bebek sık sık acıkır ve uykuları uzun süreli değildir. Gün geçtikçe daha uzun saatler kesintisiz uyumaya başlar ancak ilk 6 ayda bebekten bütün gece kesintisiz uyumasını beklemek mantıklı değil.

Bebeğinizde uyku düzeni oluşturmak için neler yapabilirsiniz? İşte önerilerim:

·   Öncelikle genel bir öneri. Bebeğinizle iletişim içinde olduğunuzda gerçekten onunla bağ kurun “an” da kalın. Onun gözlerinin içine bakın, onunla ilgili duygularınızı, onu ne kadar çok sevdiğinizi aklınızdan geçirin. Onunla gerçekten ilgilenin. Eğer bebeğinizle ilgileniyor gibi görünüyorsanız ancak aklınız başka yerlerdeyse, başka düşünceler zihninize doluyorsa ya da başka şeylerle  ilgileniyorsanız (Telefonunuzu kurcalamak vb.) bebeğiniz bunu hisseder. Eğer dikkatinizi toplayamak ve “an” da kalmak ile ilgili bir sorununuz olduğunu düşünüyorsanız Yoga veya Meditasyon işinize yarayabilir.   

·   Bebek beyninin alışma veya şımarma gibi özellikleri olmadığını kabul edin. “Çok kucağına alma alışır, 3. ayda odasını ayır ki kendine güveni gelişsin” vb. sözlere kulak asmayın. Piyasada bulunan çocuk gelişimi kitaplarının birçoğu size birbiriyle tamamen zıt önerilerde bulunur. Bazısı “Bebeği odasına yatağına koyun, odadan çıkın, belli sürelerde ağlamasına izin verin, sonra yanına girin, tekrar çıkın, daha uzun süre ağladıktan sonra yanına girin vb.” gibi annelerin çoğunun asla yapamayacağı yöntemler önerir. Bunun daha ileri aşamasında çocuğu belinden yatağa sabitleyen, bu sayede yataktan kalkmasını engelleyen ‘uyku eğitimcileri’ de mevcut. Bu konuda biraz da içgüdülerinize güvenin, yüreğinizin götürdüğü yere gidin. Bebeğinizin odanızda yanı başınızda ya da kollarınızda mı uyumasını istiyorsunuz o zaman öyle yapın. Ancak gerekli güvenlik önlemlerini alarak.

·   Anne sakinse bebek de sakindir. Ve tam tersi de geçerli. Çok gergin, stresliyseniz bebeğiniz bunu hisseder, o da aynı duyguları yaşamaya başlar. Önce kendinizi sakinleştirmeye çalışın.  Sonra bebeğinize yönelin.

·   Gündüzleri bebeğinizle yeterli fiziksel yakınlık kurduğunuza emin olun. Kısa süreli bir izinden sonra yoğun iş hayatınıza dönüş yapmış olabilirsiniz. Bu konuda kendinizi suçlu hissetmek yerine evde bulunduğunuz sürelerde bebeğinizle yakın ilişki içinde olun. Onu kucaklayın, hatta gerekirse evde iş yaparken onu kucağınızda tutun, onunla konuşun, şarkı söyleyin, dans edin, kısaca ihtiyaç duyduğu şefkati ona verin. Eğer bebeğiniz gündüz sizden gereksinim duyduğu yakınlığı göremezse gece uyanıp bu eksikliği gidermeye çalışacaktır.

·   Bebeğinizin ağlamasına izin verin. Bebekler, kendilerini rahatlatarak streslerini vücutlarından atmalarını sağlayacak serbest ağlamaya ihtiyaç duyarlar. Eğer gündüzleri her ağlamasını yatıştırmak için çaba harcar, dikkatini dağıtır, bir oyalayıcı ile sakinleştirmeye çalışırsanız bebek gündüz sağlayamadığı rahatlamayı gece yaşamaya çalışarak uyanıp ağlayabilir. Zor ve stresli bir zamanınızda (Belki bebeğinizin saat başı uyandığı bir gecenin sabahında)  “iyi bir ağlama” ile nasıl rahatladığınızı hepiniz fark etmişsinizdir. İşte bebekler de zaman zaman bu ağlamaya ihtiyaç duyar. Eğer hiçbir sorunu olmadığına eminseniz (Açlık, ateş, susuzluk, gaz, sancı, uyku vb.) o zaman sadece ağlamak istiyordur. Kucağınızda tutun, kulağına sakince mırıldanın ya da ninni söyleyin, bunu istemiyorsa sadece yanında durup ona dokunun.

·    Bebeğinize belli bir uyku rutini oluşturmaya çalışın. Her akşam aynı saatte başlayan bu rutinde bebeğinizi “Uyku saati geldiiiii” gibi bir sözle hazırlamaya başlayıp banyosunu yaptırma,  pijamalarını giydirme, besleme, kitap okuma (Büyük çocuklarda bazen aynı kitabı 10 kere okuma) gibi bir düzen kurabilirsiniz. Bu aşamaların hep birbirini izlemesini sağlayarak bebeğinizin uykuya geçişini kolaylaştırabilirsiniz.

·   2 yaşından küçük çocukları ekrandan uzak tutmanın ne  kadar önemli olduğunu eminim hepiniz biliyorsunuz. Ama çeşitli sebeplerle ekrana izin veriyorsanız da uyumadan en az 1 saat önce tüm “ekranlardan”  (Televizyon, bilgisayar, tablet, cep telefonu) uzak kalmasını sağlayın.

·    Şunu hiç unutmayın; bebeğiniz erken yatarsa iyi uyur, geç kalkar. Belki mantıksız geliyor ama bebeklerde süreç böyle işliyor.  “Geç uyusun sabah daha geç uyansın” gibi bir hedefiniz varsa küçük çocuklarda buna ulaşmanız maalesef mümkün değil. Bebek ve çocukların uzun süre uykusuz kalması yorulmalarına ve uykularını alamadan uyanmalarına neden oluyor. Bebek ve çocukların 19.00-21.00 saatleri arasında uyuması gerekir. Çocuğunuzun yapısına göre uyku saatini bu aralıklar içinde belirleyebilirsiniz.

·    Bebeğiniz gündüz çok uyuyorsa gece uykusu bir türlü gelmeyecek ya da gecenin yarısı uykusunu almış bir şekilde uyanacaktır. Bu nedenle gündüz uykularını yaşına uygun sınırlar içinde tutmaya çalışın.

·    Gün içinde çok fazla uyarana maruz kalan çocuğun gece uykuya geçişi zor olabilir. Bebeğiniz böyle yoğun bir gün yaşadıysa, uykudan önce sakin etkinliklerle onu rahatlatmaya özen gösterin.

·   Uyumadan  önce  havalara  fırlatma,  hoplatma, zıplatma  gibi  bebeğinizi heyecanlandıracak oyunlarda kaçının.

·   Bebeğiniz gece uyandığında mümkün olduğunca ışığı açmayın, sakin davranın, onunla yüksek sesle konuşarak, onu severek uykusunun açılmasına neden olmayın.

·    Bebeğiniz gece uyandığında, ağladığında ona bir iki dakika zaman tanıyın. Belki de kısa süre içinde kendi kendine yeniden uykuya dalacaktır. Ağlaması kesilmezse yanına giderek onunla ilgilenin.

·    Yardım istemekten çekinmeyin. İlk aylarda anneye muhtaç olan bebeğinizin gece uyandığında da sizi istemesi doğal. Ancak gündüz eşinizden, yakınlarınızdan bebeğe bakma konusunda yardım almaya ve dinlenme, kendinize zaman ayırma, dışarı çıkıp hava alma, kitap okuma vb. sevdiğiniz aktivitelerle kendinizi rahatlatmaya özen gösterin.

·    Hangi yöntemi denerseniz deneyin bebeğiniz yaşının gerektirdiğinden çok daha fazla uyanıyorsa, sizin sabrınız tükendiyse, uykusuzluk nedeniyle bebeğinize daha sert davranmaya, ona bağırmaya başladıysanız (Uykusuzluğun hem fiziksel hem de ruhsal olarak kişiye zarar verdiğini; yorgunluk, halsizlik, sinirlilik, unutkanlık ve çeşitli psikolojik sorunlara neden olduğunu unutmayın) mutlaka bir uzmandan yardım alın.

Son bir öneri, konu ile ilgili yeni çıkan bir kitap. "Çocuğum Neden uyumuyor?" Tüm uykusuz
annelere okumalarını öneririm.

Bu uykusuz günlerin geçeceğini ve tüm gece uyuyacağınız günlerin yakında olduğunu aklınızdan çıkarmayın…

Sevgiler...

Mine Kilitci, 2016.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder